16 Haziran 2012 Cumartesi

Sevdiğim ilk adam...Babam...







Kız çocuklarının hayatına giren ilk erkek babalarıdır.
Kız çocukları daha altı aylıkken babalarının sesine ve dokunuşlarına annesinkinden daha farklı tepkide bulunmaktadır. Yani babayı algılamakta ve ayırt etmektedir.
Babalar kızlarının gözünde daha güçlü ve daha akıllıdırlar. Bu nedenle daha çok saygı uyandırırlar.
Babalar kızlarının ilk aşkıdır. Kız gözünü açınca babayla karşılaştığı için onu idealize eder. Bu idealizasyonun ölçüsü, kızın daha sonraki ilişkilerindeki sevgi arayışını da etkileyecektir. Babası fazlaca idealize eden bir kız, asla onun gibi birini bulamayacaktır. Kız çocuklarının genelde babalarına benzeyen erkekleri eş olarak seçtikleri bilinmektedir.

Aralarında kimsenin anlayamadığı,anlam veremediği bir sahiplenme sözkonusudur..küçüksünüzdür,babanız daima yanınızda olsun,
en nihayetinde büyürsünüz,biri girer hayatınıza,bir erkek arkadaş...babanıza eskisi kadar ilgi göstermezsiniz artık.. bu boşluk hissi onun zoruna gider ve bu kez babanız sizin odanızın kapısının önünde beklemeye başlar...

Babalar ve kızları, başka hiç kimsenin anlayamayacağı bir dili bilirler ve konuşurlar kendi aralarında. Kendilerine ait bir dünyaları vardır ve mutlu, huzurlu yaşarlar o dünyada. Babasının kocaman elinin içine kendi minicik elini koyup güvenle yürür yolda küçük kız. Birlikte, başbaşa, tiyatro oyunlarına giderler, sergilere, şiir ve hikaye yarışmalarına, İstanbul'u keşfetmeye, Boğaz'a, edebiyatla ve güzel kelimelerle anlatılan hayatın gerçeklerini keşfetmeye.. Yaşamı birlikte keşfederler babalar ve kızları.. Yıllar sonra yolda babasının elinden tutmuş giden küçük bir kız görürse eğer genç kız, 'eski zamanlar'ı hatırlar, dolar gözleri..


'Bana bir masal anlat baba' der kız babasına, o da her gece yatmadan önce, kendi hayalgücünden çıkıp bütün dünyayı kapsayan, hayatı yansıtan masallar anlatır kızına. Elini tutar, uykunun sihirli ülkesine gitmesini beklerken.. 39 derece ateşle yatarken, sayıklarken küçük kız yatağında, babası gelip ne kadar ateşi olduğunu anlamak için dudaklarını alnına dokundurur.. Küçük kız büyüyünce anlar ki hayatı boyunca bir daha hiç kimse onu aynı şefkatle öpemeyecektir. Bütün küçük kızlar babalarının prensesidir.


Genç kızın yüreği, tanıştığı bütün erkeklerden önce, herkesten en önce, babasına aittir. Babalar ve kızları, daha sonra hiç yakalayamayacaklarını bildikleri bir huzur ve güvenle yaslanırlar birbirlerine hayatta. Baba bir sığınaktır kızı için, yaşamın fırtınalarından, yıpratıcı gerçeklerinden, canını acıtan bütün herşeyden uzaklaşmak istediği zaman sığınabileceği sessiz ve güvenli bir liman gibidir. Kızı hangi yaşta olursa olsun, çaresizlik içinde boğulurken dahi, elini uzatıverirse babasına, babasının elini tutacağını bilir. Asla bırakmayacağını da..


Babalar ve kızları, büyülü masal ülkesinin kralları ve prensesleridir. Bir gün gelip de prenses yuvadan uzaklara uçunca ne baba krallığını yitirir, ne de küçük kız prensesliğini.. Birbirlerinin yüreklerinde, kendi ülkelerinde sürdürürler hükümranlıklarını..

Hiç yorum yok: